Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy ve Çanakkale Şehitlerimiz Üniversitemizde Anıldı

12 Mart İstiklâl Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü ile 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü münasebetiyle Üniversitemiz Meslek Yüksekokulları Koordinatörlüğü (MEYOK) öncülüğünde Kırıkkale MYO ve Keskin MYO tarafından “İstiklâl'e Giden Yolda Akif’i Anlamak ve Çanakkale Şehitleri” konulu etkinlik düzenlendi.

Mavi Salon’da düzenlenen etkinliğe Rektörümüz Prof. Dr. Ersan Aslan, MEYOK Koordinatörü ve Kırıkkale MYO Müdürü Doç. Dr. Özgür Selvi, Keskin MYO Müdürü Doç. Dr. Alper Gürer, Fatma Şenses Sosyal Bilimler MYO Müdürü Öğr. Gör. Tuncay Erduran, Delice MYO Müdürü Nursal Koca, Öğr. Gör. Elif Akar, akademik ve idari personelimiz ile çok sayıda öğrencimiz katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklâl Marşı ile başlayan program, Kırıkkale MYO Grafik Tasarım Programı ve Radyo Televizyon Programı öğrencilerimizin hazırlamış olduğu İstiklâl Marşı Linol Baskı Dijital Baskı Sergisinin izlenmesi ile devam etti. Etkinlik kapsamında ayrıca Keskin MYO öğrencilerimizin eserlerinden oluşan İstiklâl Marşı Afiş Sergisi de katılımcıların beğenisine sunuldu.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan MEYOK Koordinatörü ve Kırıkkale MYO Müdürü Doç. Dr. Özgür Selvi, “Sayın Rektörüm, değerli meslektaşlarım ve sevgili öğrencilerim, hepiniz etkinliğimize hoş geldiniz.12 Mart ve 18 Mart birbirine yakın olan ve Türk milleti için çok önemli iki tarih. Hem İstiklâl Marşımızı ve onun değerli şairi Mehmet Akif Ersoy’u hem de Türk milletinin bir varoluş mücadelesi olan Çanakkale Zaferimizi anlamak ve anmak amacıyla bir araya geldik. Etkinliğin hazırlanmasında emeği geçen hocalarımıza ve öğrencilerimize teşekkür ederim. Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşında ‘Korkma’ derken bizleri kastettiğini düşünüyorum. Çünkü atalarımız Çanakkale’de korkmadan savaştılar. Belki Mehmet Akif, bugünlere atıf yaparak sizler de korkmayın diyor. Ben İstiklâl Marşımızda temelinde sağlam inanç olan bir umut görüyorum. Bu umudu zaferle taçlandıran şey, sağlam temeller üzerine kurulu bir inançtır. Aziz şehitlerimize ve ebediyete irtihal etmiş gazilerimize Allah'tan rahmet diliyorum” dedi.

İstiklâl Marşımızın Türk milletinin bağımsızlık yolunda verdiği zorlu mücadeleler neticesinde yazıldığını ifade eden Rektörümüz Prof. Dr. Ersan Aslan, “Değerli arkadaşlarım, bu anlamlı günleri andığımız etkinliğimize hepiniz hoş geldiniz. Milli Marşın ötesinde İstiklâlimizin ve İstikbalimizin marşıdır İstiklâl Marşı. İstiklâl Marşımız, 103 yıl öncesinden bu yana İstiklâle ne kadar sevdalı olduğumuzu İstikbalimize de ne kadar önem verdiğimizi göstermektedir. Atalarımız, canlarından vazgeçerek ama özgürlüklerinden vazgeçmeyerek bizleri bu toprakları vatan eylediği için bunun neticesinde çıkan esere milli marş değil İstiklâl Marşı demek gerekiyor. 103 yıldır parlayan bu yıldız inşallah ilelebet parlamaya devam edecektir” dedi.

Şehitlerimize Vefa Borcumuzu Ödeyebilmemiz İçin Bizi Güçlü Kılacak Her Çalışmanın İçinde Olmak Zorundayız

Tarihin her döneminde olduğu gibi günümüzde de vatanımız üzerinde hain emelleri olanlar olduğunu belirten Rektörümüz, “Alçaklar, Çanakkale'den o gün geçemediler ancak günümüzde de o kirli emellerini farklı yöntemlerle gerçekleştirmek istiyorlar. Toprak olarak işgal etmediler ama teknoloji alanında bunun girişimlerini yapıyorlar. Teknolojik olarak onlarla yarışmamız gerekiyor. Türk gençliği ve Türk insanı olarak bayrağımızın gök kubbede her daim özgürce dalgalanmasını temin etmek için elimizden gelenin daha ötesinde çalışmak zorundayız. Bunu sağlayacak güçlerimizin başında siz gençlerimiz ile Yerli ve Milli Sanayi Hamlemiz çerçevesinde çalışmalar yapan kamu ve özel kurumlarımız geliyor. Bu yüzyılda da medeniyet denilen tek dişli canavarın bütün coğrafyalarda nasıl mazlumları katlettiğini, aralarına nasıl nifaklar soktuğunu, emperyal düşüncelerini yaymak için nasıl satılmışlar bulunduğunu görüyoruz. Artık serhaddimizi sadece misakı milli sınırlarımızda tutmayıp, Mavi Vatandan Antarktika’ya ve sonunda Gök Vatandan uzaya kadar da koruma altında tutmamız gerektiğinin farkında olduğumuzu dünyaya haykırmaktayız. Bundan da vazgeçmeyeceğiz. Yakın Geleceğin Büyük Türkiye’sine ulaşmamıza çok az kaldı. Bu coğrafya bizde olduğu sürece aç gözlü hayasızlar saldırmaya devam edecekler ancak her zaman kaybedeceklerdir. Coğrafyamızı değiştirme imkanımız yok ise, ki kesinlikle yok, biz kendimizi geleceğe nasıl hazırlayacağız onun çabasında olacağız. Bu sebepten, sevgili gençler, nereye bastığınızın, nereye basmanız gerektiğinin farkında olacaksınız. Sultan Alpaslan’ın şehitlerinden 15 Temmuz’un şehitlerine vefa borcumuzu ödeyebilmemiz için bizi güçlü kılacak her çalışmanın içinde olmak zorundayız. Bir ayağımız vatan toprağında iken diğer ayağımız ile tüm cihanı gezip milletimizin ve medeniyetimizin varlığını herkese anlatacağız. Bunun için de iyi bir birikimle bu okul yıllarınızı tamamlamalısınız. Akif’in ve tüm geçmişlerimizin huzur içerisinde istirahatgahlarında dinlenebilmesinin yolu sizin Yakın Geleceğin Büyük Türkiye’sini kurmanızdan ve onu ebediyete kadar devam ettirmenizden geçmektedir” şeklinde konuştu.

Etkinlik Üniversitemiz Öğr. Gör. Elif Akar’ın “İstiklâle Giden Yolda Akif’i Anlamak ve Çanakkale Şehitleri” konulu konferansı ile devam etti.

Çanakkale Zaferi Birçok Ulusun Tarihinin Yeniden Yazılmasına Neden Oldu

Öğr. Gör. Elif Akar, konuşmasında, “Sayın Rektörüm, Sevgili öğrencilerimiz ve değerli hocalarım; hepiniz hoş geldiniz. Bugün İstiklal Marşımızın kabulünün 103. yıldönümünü 18 Mart itibariyle de Çanakkale Zaferimizin 109. yıldönümünü kutluyoruz ve şehitlerimizi anıyoruz. Dünya tarihini değiştiren bir savunma olan Çanakkale Zaferimiz, başta Türk milleti olmak üzere birçok ulusun tarihinin yeniden yazılmasını sağladı. Çanakkale'de Türklerin kazandığı zafer, İngiliz ve Fransızların müttefikleri olan Rus Çarlığı'na yardım götürememesine neden olmuştur. Böylece Lenin önderliğindeki Bolşevikler devrim yapmış ve Rusya'daki monarşiyi yıkarak Sovyetler Birliğini kurmuşlardır. 490.000'e yakın askerle Çanakkale’ye gelen işgalci kuvvetler, 300.000 den fazla kayıp verdi. Buna karşılık Osmanlı tarafının 315.000 askerinin 250.000 tanesi ana yurdunu korurken şehit oldu. O tarihe kadar eşi görülmemiş bir cephe olan Çanakkale, sonucunda toplamda yarım milyondan fazla insan genç yaşta hayatını kaybetti. Zafer kazanılmış ama savaş kaybedilmişti. Başkent İstanbul’da İngiliz ve Fransız gemileri demirlemiş, Osmanlı topraklarını paylaşıyorlardı. Ama Çanakkale’de ünü her yere yayılan Mustafa Kemal, bu zaferdeki büyük payı sayesinde duyulmamış olsaydı, 1919 yılının 19 Mayıs’ında Samsun’a çıktığında sonradan Kurtuluş Savaşı’na dönüşecek milli mücadele için bu kadar insanı yanına çekemeyebilirdi. 1915 yılında mektepler mezun vermedi, kimse evlenmedi, kimse kendini düşünemedi. Bütün dünya birbirine karşı savaşıyordu ve bu savaşta herkese ihtiyaç vardı. Bunun en büyük örneklerinden birisi ise Tıbbiye’nin 1915 yılında eğitimine 1 yıllık ara vermesidir. Genç yaşlı dinlemeden insanlar savaşa giderken, 1915 yılında hayat durmuştu. Çanakkale ve İstiklal Savaşı’na katılan çok sayıda çocuk, vatan savunmasında kahramanlık örnekleri sergiledi. Öyle ki bütün öğrencileri şehit düşen Galatasaray, Konya ve İzmir Liseleri 1915’te tek bir mezun veremedi. 18 Mart Çanakkale Zaferi, Mustafa Kemal Atatürk'ün askerlerine ‘Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler gelir, başka komutanlar hâkim olabilir.’ dediği unutulmaz zaferdir. Aziz şehitlerimizi saygı ve rahmet ile anıyoruz.” dedi.

Mehmet Akif Ersoy’un ailesi ve hayatı hakkında bilgi veren Öğr. Gör. Dr. Elif Akar, Mehmet Akif Ersoy, “İlk tahsiline Emir Buhâri Mahalle Mektebinde başladı. Ortaöğrenimini Fatih Merkez Rüşdiyesinde ve Mekteb-i Mülkiye İdadisinde tamamladı. Bir yandan da Fatih Camisindeki derslere giderek Arapça ve Farsça öğrendi. Babasının ölümü ve evlerinin yanması üzerine mezunlarına memuriyet verilen bir yüksekokul seçmek zorunda kaldı. 1889’da girdiği Halkalı Mülkiye Baytar Mektebi’ni 1893’te birincilikle bitirdi ve bundan sonraki dönemde de hafız oldu. Batı uygarlığının gelişme düzeyinden etkilenen Akif, İslam toplumunun içine düştüğü durumu da 'Bizim en büyük derdimiz cahil olmak. Bütün Müslüman aleminin başlıca düşmanı cahil kalmaktır. Onu yenmedikçe, hiçbir ciddi ve şerefli netice elde edilemez' şeklinde özetlemiştir.’ dedi.

Milletvekilleri Gözyaşlarını Tutamayarak Mehmet Akif Ersoy’u Dinlemektedir

Milli Şairimizin İstiklâl Marşını yazma sürecini anlatan Öğr. Gör. Dr. Elif Akar, “Mehmet Akif, yirmi yıl memuriyet yapmıştır. Rumeli, Anadolu ve Arabistan’ı gezme fırsatı bulan ve mütevazı bir hayat süren Mehmet Akif, 1911 yılında 38 yaşında iken Safahat isimli kitabı yazmıştır. Mehmet Akif Ersoy, Milli Mücadele döneminde şair, hatip, seyyah, gazeteci, siyasetçi olarak görev aldı. Burdur Milletvekili olarak Meclise girmiş ve kayıtlara “Burdur Milletvekili ve İslam Şairi” olarak geçmiştir. Maarif Vekaleti tarafından Türk Kurtuluş Savaşı’nı anlatacak ve Kuvâ-yi Milliye Ruhunu yansıtacak bir şiir yarışması düzenlenir. TBMM isteği ile yapılan yarışmaya 724 şiir katılmıştır ancak bu şiirler arasında Mehmet Akif’in şiiri yoktur. Bunun temel sebebi ise Mehmet Akif Ersoy’un “Bir milletin milli marşı para ile yazılmaz” düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Ancak dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey’in ricası ve Hasan Basri Bey’in ısrarları ile Mehmet Akif Ersoy, açılan şiir yarışmasının dışında şiir kaleme almaya ikna edilir. Bu sayede Mehmet Akif Ersoy, Ankara’da bulunan Taceddin Sultan Dergahı’nın üst katındaki 3. odasında İstiklâl Marşını yazar. Şiiri tamamlamasından sonra Burdur Milletvekili olarak Mecliste 10 kıtasını da okur. Meclisin alkışlardan tavanları titrer ve herkes heyecanlanır. Toplamda 4 kez mecliste şiiri kendisi seslendirir. Herkes ayaktadır ve milletvekilleri gözyaşlarını tutamayarak Mehmet Akif Ersoy’u dinlemektedir. 12 Mart 1921 yılında saat 17:45’te İstiklâl Marşımız 4 kez dinlendikten sonra herkesin onayını alarak kabul edilir ve Anayasamızda değiştirilemez maddeler arasında yer alır. Vatan ve İslam Şairimiz Mehmet Akif Ersoy 1936 yılında 63 yaşında vefat etmiştir” şeklinde konuştu.

Programın sonunda Türk Askerinin İstiklâl Marşımıza duyduğu sevgisini ve bağlılığına değinen Öğr. Gör. Dr. Elif Akar, öğrencilerimize Afrin’de görev yapan Türk Askerinin İstiklal Marşı ve İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy hakkında söylediği anlamlı konuşmayı izletti. Askerimiz, konuşmasında gençlerimize İstiklal Marşımızı sadece okumakla kalmamalarını, yaşamalarını söyledi.

İstiklâl Marşımızın coşku içerisinde bir kez daha okunması ile devam eden etkinlik, Rektörümüz Prof. Dr. Ersan Aslan'ın, Dr. Öğr. Üyesi Elif Akar'a teşekkür ederek plaket vermesi ve toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.