Kendi Kültürümüzü Aşağılamak Üzere Kurulmuş Zihin Ayarlarını Değiştirmeliyiz

Üniversitemizde Sakarya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu tarafından ‘Osmanlı Devletinde Eğitimin Modernleşmesi’ konulu konferans verildi. Prof. Dr. Sofuoğlu yüzyıllardır peşin hükümlerle düşünce dünyamızın merkezine koyduğumuz ‘batı üstünlüğü’ fikrinin eğitim anlayışımızda, toplum ve aile hayatımızda, öz değerlerimizde ve tarihimize bakış açımızda sebep olduğu yanlışlara, tehlikeli durumlara değindi. Nurettin Topçu konferans salonundaki etkinliğe öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz katıldı.

Prof. Dr. Sofuoğlu, popüler kültür tarafından kuşatılan, eğitimli kişilerde bile zaman zaman ciddi yanlışların görüldüğü toplumumuzda sadece akademik eğitimin yeterli olmadığını belirterek akademik eğitimin ahlaki eğitimle desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Sofuoğlu, “ Bizim toplumumuzda geleneksel kültürü bağlamışlar, kapatmışlar ama batı kültürünü kesinlikle serbest bıraktılar. Batı kültürünü eleştirdiğinizde sokağa çıkamayacak hale geliyorsunuz ama kendi kültürünüzü eleştirdiğinizde çok entelektüel olduğunuzu söylüyorlar. Bizlere ‘Körü körüne inanç olmaz, eleştiri yap’ deseler de bunun anlamı ‘Kendi kültürünü, geleneğini eleştir ancak batı kültürünü asla eleştirme’ demektir.  Örnek olarak ben sadece ‘Michel Foucault eşcinseldi AIDS’ten öldü’ dediğim için soruşturma geçirdim. Olan bir şey hakkında bile bilgi veremiyorsunuz. Eşcinsel evliliği eleştiremezsiniz ama görücü usulü evliliği eleştirir, yerin dibine sokarız. Bizim ölçümüz değişti arkadaşlar. Buradan özgün fikirler çıkamaz ve bir medeniyet üretemezsiniz. Çünkü elimizde onların verdiği aletlerle etrafı çevrili bir alanda oynuyoruz. Farabi ‘Bir kültür kavramlarla gelir, kavramlarla gider’ der. Kültürünüzde bir kavramın yerine bir başka kavram koyduğunuzda size ait olan gider ve yabancı kavramlar çoğaldıkça haberiniz bile olmadan dönüşürsünüz. Dikkat ediyorum yabancı kelimeler kullanmamaya, Türkçesi varken yabancı kelimeler kullanmak bir teslimiyettir. 1970 yılında yazılan bir kitabı açın anlayabilecek misiniz? Çocuklarımız 2070 yılında bugünün kitabını anlayabilecek mi? Asla yabancı kelime kullanmayın, teslim alınıyorsunuz. Biz bu konulardan bahsettiğimizde herkes ‘komplo teorisi’ diyor. Batıdan birisi Roger, Steven dese ‘adam haklı’ deriz. Bizlerin kendi kültürümüzü, kendi insanımızı aşağılamak üzere kurulmuş zihin ayarlarını değiştirmemiz ve adaletli olmamız lazım” dedi.

Osmanlı Son Dönemine Kadar Bilimsel Çalışmalar Yapmıştır

‘Batıda var, bizde yok’ düşüncesinin yanlışlığına vurgu yapan Prof. Dr. Sofuoğlu, “1718 Lale Devrinden beri bizlere dayatılan şey batının ileri bizim geri olduğumuzdur. Böyle bir şey yok. Osmanlı’nın yıkılış sebebi eğitim eksikliği değildir. Osmanlı bilimi ve teknolojiyi yasaklamamıştır. Osmanlı’da telif eserler vardı, batıdan tercüme olarak gelen eserler vardı. Adnan Adıvar’ın Osmanlı Türklerinde İlim ve Prof. Dr. Aykut Kazancıgil’in Osmanlılarda Bilim ve Teknoloji kitaplarını okuyabilirsiniz. Prof. Dr. Kazancıgil, kitabında Osmanlı’da farklı bilim dallarında yüzyıllara göre hangi sınıflarda, hangi kitapların okutulduğunu yazmış ve bu eserlerin hangisinin telif, hangisinin tercüme olduğunu belirtmiştir. Araştırmıyoruz, ondan sonra peşin hükümlerle ‘Osmanlı’da bilim, teknoloji yok’ deniliyor. Halbuki Osmanlı 624 yıl ayakta kalmış, 24 milyon km² ’yi yönetmiş, 500 yıl süper güç olmuş bir devlettir. Bu devlette son dönemine kadar bilimsel çalışmalar vardır. Aksini söyleyerek büyük bir yanlışlık yapmış oluyoruz. Lütfen okuyun ve araştırın. Okuduğunuzda okumadığınız dönemlere, bilmediklerinize pişmanlık duyarsınız. Bizim bu çalışmalardan haberdar olmamamızın bir nedeni de bunu bir tartışma başlatmak için söylemiyorum, harf inkılabıdır. Türkiye’deki bir biyolog Osmanlıca bir biyoloji eserini okuyabilir mi? Bir mimar, Mimar Sinan’ın eserlerini anlayabilir mi?” dedi.

Batıdaki Üç Şey Bizde de Artıyor

Prof. Dr. Sofuoğlu batı merkezli düşünce anlayışının neden olduğu ailevi ve toplumsal sorunlara değinerek, “Ağzımızda 300 senedir ‘Batı ileri, biz geriyiz’ sakızı var. Batıdan alabileceğimiz şeyler var ama eğitim usulleri egoist batıdan alınamaz. Eğitimde bilimsel bilgi tabi ki çok önemli ancak meslek ahlakını çocuklarımıza öğretebiliyor muyuz? Kendi çocuklarımıza gösterdiğimiz özeni bize emanet edilen bu milletin evlatlarına da gösteriyor muyuz? Eğitim işi yürekle olur, -mış gibi yaparak olmaz eğer yürekle yapmıyorsak aldığımız para haramdır. Batıdaki üç şey bizde de artıyor: tımarhaneler, huzurevleri ve intiharlar. Eğitimin sonucu budur. Biz merkeze batıyı aldık ve bu her alanımıza sirayet etti. Burada bir sorgulamaya gitmiyoruz. Batıda 18 yaşına gelince kendi ailesine kira parası ödeyen çocuk, günü gelince ebeveynlerini huzurevine atıyor. Maalesef bizde o yöne gidiyoruz.  Dizilerden, filmlerden, internetten yavaş yavaş bu zehirleri alıyoruz ve bu eğitim hayatımıza da yansıyacak. Ancak bu sorunu göremiyoruz. Hayatımızda müşterek alanlar azalıyor, aile içinde bile izole alanlar oluşuyor. Çocuk, annesinin odasına girmesine dahi tepki gösteriyor ve zamanla o oda ayrı bir eve dönüşüyor. Paylaşmayı, bir arada yaşamayı unutuyoruz. Batı tipi yaşantının geldiği nokta budur”  şeklinde konuştu.

Konuşmanın ardından Fen Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu, Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu’na plaket takdim etti. Program Veteriner Fakültesi Dekanı Mehmet Başalan’ın Prof. Dr. Sofuoğlu’na katılım belgesi vermesiyle sona erdi.